fbpx
theMagger Banner
theMagger: Keşfedin ve Paylaşın. Nasıl mı?
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement

Haberler

Post image
"Seyahat": Sandığımız Kadar Özel Bir Deneyim Olmayabilir mi?

HABERLER - SLIDER

Calendar 17 May, 2024

‘Traveller’, ‘Wanderlust’, ‘Travel-lover’ gibi ifadeler 2010’ların başından beri Instagram bio’larını ve postları süslerken seyahat sandığımız kadar da incelikli ve öğretici bir deneyim olmayabilir mi?

The New Yorker’dan Agnes Callard, “The Case Aganist Travel” başlıklı yazısında, Sokrates ve Immanuel Kant’tan seyahati “aptalın cenneti” olarak nitelendiren Ralph Waldo Emerson’a, seyahate olan nefretini “Huzursuzluğun Kitabı” isimli eserinde vurgulayan Fernando Pessoa’dan “seyahatin zihni daralttığını” yazan G. K. Chesterton’a önemli isimlerin tezlerine de değinerek seyahat kavramını sorguluyor: “Pessoa, Emerson ve Chesterton, seyahatin bizi insanlıkla temasa geçirmek şöyle dursun, bizi ondan ayırdığına inanıyordu. Seyahat bizi en iyi durumda olduğumuza inandırırken aynı zamanda kendimizin en kötü versiyonuna dönüştürür. Buna “gezginin yanılgısı” diyebilirsiniz.

Detaylı biçimde düşündüğümüzde Callard’ın fikirlerine katılmak için seyahatten nefret etmek gerekmiyor. Seyahat konusunda farkındalık sahibi bir yaklaşım kazanmak içinse güzel bir beyin jimnastiği vadediyor. Zira turistlerin kendine özgü rasyonelliği, onların hem bir yerde yapmaları gereken şeyi yapma arzusuyla hem de tam olarak yapmaları gereken şeyden kaçınma arzusuyla hareket etmelerine olanak tanıyor. Gidilen yer ile ilgili ön araştırmalar, öneriler, görseller yani “en iyi deneyimleri arama” hali seyahat edenin aslında otantik bir deneyim yaşamasının önünde duruyor. Yani bir anlamda turist olmak, “kişinin kendi duygularının önemli olmadığına zaten karar vermiş olması” haline geliyor.

preloader
Post image Dışlayıcı Mimari Tasarımlar: Farkındalık Yaratan Bir Çalışma
Dışlayıcı Mimari Tasarımlar: Farkındalık Yaratan Bir Çalışma

MİMARİ

Calendar 09 Ağu, 2024

Ortadan bölünmüş banklar, kalın çiviler işlenmiş kaldırımlar ve köprü altları… Evsizlik karşıtı ya da dışlayıcı mimari tasarımlar olarak bilinen çalışmalar mimari ve sosyolojik bakımdan yıllardır eleştiriliyor. İngiliz sanatçı Stuart Semple ve reklam ajansı TBWA\MCR’ın yeni ortak çalışması ise çoğunluğun fark etmediği dışlayıcı tasarımlara çarpıcı bir kampanyayla görünürlük...

Ortadan bölünmüş banklar, kalın çiviler işlenmiş kaldırımlar ve köprü altları… Evsizlik karşıtı ya da dışlayıcı mimari tasarımlar olarak bilinen çalışmalar mimari ve sosyolojik bakımdan yıllardır eleştiriliyor. İngiliz sanatçı Stuart Semple ve reklam ajansı TBWA\MCR’ın yeni ortak çalışması ise çoğunluğun fark etmediği dışlayıcı tasarımlara çarpıcı bir kampanyayla görünürlük kazandırıyor. 

Evsizlerin hayatını daha da zorlaştırırken pek çok kent sakininin farkında bile olmadığı bu dışlayıcı tasarımlara dair farkındalık yaratmayı hedefleyen kampanyada; uyku tulumları ya da kartonlarıyla uyumaya çalışan evsizlerin resmedildiği ilanlar zemine, evsizlerin engellendiği alanlardaki metal çıkıntılara geçiriliyor. TBWA\MCR Yönetici Kreatif Direktörü Gary Fawcett projeye dair motivasyonlarını şu şekilde açıklıyor: “Sokakta yaşamak zorunda kalanlar için hayat zaten yeterince zor. Bu tür tasarımların olduğunu, bazı durumlarda kendi belediyemiz tarafından yaptırıldığını keşfettiğimizde sarsıldık. Farkındalığı artıracak ve insanları zor koşullarda yaşamanın acı gerçekliği konusunda eğitecek bir şeyler yaratma zorunluluğu hissettik.”

Post image Aquatecture: 90'ları Anımsatan Dekorasyon Trendi
Aquatecture: 90'ları Anımsatan Dekorasyon Trendi

MİMARİ

Calendar 30 Haz, 2024

Maksimalizm kodlarının geri dönüşü yeni farkında vardığımız bir durum değil. Büyükanne evi estetiğini geri döndüren ‘grandmillenial’ yani bolca floral desen ve dekoratif eşyayı beyaz minimalist evlere yeğleyen dekorasyon trendi, lava lambalar, hobi odaları derken şimdi de sırada 90’ları anımsatan yeni bir dekorasyon terimi var: ‘Aquatecture’.

X kuşağı ve Y...

Maksimalizm kodlarının geri dönüşü yeni farkında vardığımız bir durum değil. Büyükanne evi estetiğini geri döndüren ‘grandmillenial’ yani bolca floral desen ve dekoratif eşyayı beyaz minimalist evlere yeğleyen dekorasyon trendi, lava lambalar, hobi odaları derken şimdi de sırada 90’ları anımsatan yeni bir dekorasyon terimi var: ‘Aquatecture’.

X kuşağı ve Y kuşağı arasında popüler olan su ve okyanus temalarını evin dekorasyonuna dahil etmeyi ifade eden trend, İskandinav, retro, vintage, klasik ya da modern olsun herhangi bir dekoratif stile birçok şekilde uyarlanabilir olmasıyla da öne çıkıyor. Aquatecture, suyun sakinleştirici ve gençleştirici niteliklerini yansıtan, sakin iç mekan su özelliklerinden akıcı mimari çizgilere kadar akışkan tasarım ilkelerini sudan ilham alan unsurlarla birleştiriyor. Trendin en belirgin göstergesiyse evlere geri dönen su altı teraryumları! Bunun dışında modern banyolara eklenen okyanus temalı tablolar ve tasarım ürünleri, köşeli mobilya tercihleri yerine suyuna akışını anımsatan yuvarlak hatlı eşyalar, okyanus renklerinde oda tasarımları, su elementi veren ışık tasarımları da ‘aquatecture’ın imzaları arasında yer alıyor.

preloader Lütfen bekleyin...
theMagger Banner
preloader
loading
icon icon icon icon icon
warning

Adblock'unuzu Kapatmaya Ne Dersiniz?

theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.

AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.

Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement