theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
Alkol dostumuz değildir; bilinçli tüketelim ve gençleri sanat ve tiyatro adı altında alkole özendirmeyelim 🙂) Şaka bir yana dünyada da bir ilk galiba. Hafta sonu Aslı (karım) Sevgili Arsız Ölüm Oyunu'na gitti. Pek beğenmemiş. Tiyatro işi zor; böyle farklı/yaratıcı çalışmalar ona olan ilgiyi arttıracaktır diye düşünüyorum. Afiyet olsun bu arada 🙂
Dubai'de yaşamaya başladıktan sonra Arap kültürüne ayrı bir ilgi duymaya başladım. Yemek, edebiyat ve müzik. Bu da benim Arap müziği listem https://open.spotify.com/playlist/0bSIYlagJFAgmrDuZ2L2M2?si=0f8fd7d3063d4c06. Daha nostaljik 🙂) Yazınız çok iyi bir seyahat yazısı. Tabi Kahire konusunda biraz farklı düşünüyorum düşünüyorum 🙂) bir daha işim olmazsa gitmem. Benim için İstanbul'dan daha kötü neresi var sorusunun cevabıdır Kahire. Tabi Hindistan, Pakistan ve Afrika şehirleri kategori dışı. Sevgiler
Yorumunuz için çok teşekkürler. Her rol aldığı film Türk Sineması'na iz bırakmış önemli yapıtlardır. İyi seyirler ve sevgiler.
Teşekkür ederim. Bu arada uygunsa sorabilir miyim? Önyargınız kültür-sanat alanı ile mi yoksa şehrin tümüyle mi ilgili? Sevgiler
Diziyi yeni bitirdim. Pek benim tarzım olmaması rağmen meraktan iki günde tamamladım. Sizin de dediğiniz gibi olayın gerçek ve bire bir gerçekçilikte adapte edilmesi diziyi çok çekici kılıyor. Oyunculuklar ise mükemmel. Richard Gadd kendini oynamış ama Gunning ayrı bir alkışı hakkediyor. Diziyi bitirdiğimdeyse içimi bir endişe kapladı iki nedenden dolayı: 1. Çağımızın iletişim çeşitliği düşünülüğünde artık saklanmak/gizlenmek neredeyse imkansız. Hepimiz istemediğimiz kadar görünür durumdayız. 2. Güvenlik ve adalet sisteminin bu tip olaylara karşı hala yeterli bir seviyeye gelmemiş olması kişiyi kendi adaletini sağlamaya teşvik edebilir ki (hele de böyle bir durumun en yakınlarınızın başına geldiğini ve işin içine fiziksel/cinsel şiddetin de dahil olma riskini düşündüğünüzde) bu da işi bir anda yaşamınızı mahvedebilecek bir yola sokabilir.
Ben Virgin Suicides hayranıyımdır. Müzikleri dediğiniz gibi Air'in en iyi albümüdür belki de...Playground Girl müthiştir. Gone Girl de Fincher'ın iyi filmleri arasındadır. İyi liste, elinize sağlık.
Polonya bir süre iş dolayısıyla sık gittiğim bir ülkeydi. Uzun zamandır o seyahatlerde aldığım notları bir yazı dizisi haline getirmek istiyorum ama araya giren başka yazılar ve işler dolayısıyla şimdilik bu yılın sonuna ve başka bir platforma kaldı bu yazı dizisi. Ben büyük şehirleri gördüm (Varşova, Lodz, Krakow, Poznan, Gdansk) Polonya bize pek açıdan benzeyen bir ülke. Şehirleri de öyle. Batısı ile doğusu (kuzeyi ve güneyi) arasında büyük farklar olduğu gibi büyük şehirler ile küçük şehirler ve kırsal arasında da adeta başka bir ülkedeymişcesine farklar var. Bu şehir de Poznan'a ve ülkenin Almanya sınırına yakın, zengin ve gelişmiş bölgesinde. Yazıda da bu özellikleri görmek mümkün. Elinize sağlık...
Sanırım dünya turundalar, keza 17 Mayıs'ta bizim buralara geliyorlar ve Abu Dhabi'de bir konser verecekler. Bana çok uzak bir müzik ama 50 yıldır tutarlı bir şekilde müzik yapmak ve benim gibi birinin bile bir şekilde sözlerine hakim olduğu (stili living you) parçalar yapmak taktire şayan.
Çok ilginç; keza İklimler benim açık ara en sevmediğim ve bir türlü içine giremediğim filmidir Ceylan'ın. Bu da aslında sanat yapıtının farklı bireyler için farklı anlamlar ifade edebildiğinin ve anlam zenginliğinin bir göstergesidir. Benim açımdan çok ilgi çekici bir yazı oldu bu açıdan. Benim en favori Ceylan filmim Uzaktır ama sinemasal mükemmeliyet ve başyapıt derseniz Bir Zamanlar Anadolu'dur cevabım. Bence sadece onun değil Türk Sinema Tarihi'nin de en iyi filmidir.
Brazel ve nüsse bizim evden eksik olmaz 🙂)