fbpx
theMagger Banner
theMagger: Keşfedin ve Paylaşın. Nasıl mı?
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement

Haberler

Post image
"Deinfluencing" ve Ruh Sağlığı: Tanı İçin Doğru Yer Sosyal Medya Değildir

PSİKOLOJİ

Calendar 16 Şub, 2024

Ruh sağlığına dair farkındalığın arttığı 2010’ların başından bu yana, konunun sosyal medyada da kendine yer bulduğunu görüyoruz. Öyle ki Reels akışımızda, TikTok sayfamızda anksiyete, depresyon, ADHD, OCD gibi konularda içeriklere artık çok daha sık rastlıyoruz. Bununla birlikte kaynak ve bilgi teyidi alışkanlığımız halen bu içerikleri doğru değerlendirecek seviyede değil.

Keşfet’inize “ADHD semptomları”, “Bu alışkanlıklardan 5 tanesini gösteriyorsanız depresyonda olabilirsiniz”, “OCD’nin belirtileri” gibi içerikler mutlaka düşmüştür. Bu içeriklerin çoğu ruh sağlığına dair resmi eğitimi olmayan kimseler tarafından hazırlanıyor ve kaynak referansları verilmeden paylaşılıyor. Bu durum da yanlış bilgilerin yayılmasına ve kişilerin kendilerine tanı koymalarına yol açıyor. İşte tam da bu yüzden içerik üreticilerinin belirli trend ürünlerin neden satın almaya değmediğini göstermek için platformlarını kullanmalarını ifade eden “deinfluencing” kavramı bu kez karşımıza ruh sağlığına dair içerikler için çıkıyor. Yani bu tanıları koymakta yetkili uzmanlar (psikiyatristler) ve bu tanıları resmi olarak almış kişiler, neden bu rahatsızlıklara sahip olabileceğinizi değil, bu rahatsızlıklara neden sahip olmayabileceğinizi anlatıyor. Böylelikle bu tanımların, özenilecek birer farklılık değil, uzmanlar eşliğinde tanımlanması gereken problemler olduğuna vurgu yapıyor.

‘Self-diagnose’ yani kişinin kendine tanı koymasının önüne geçilmesi önem taşıyor çünkü bu alışkanlığın artmasıyla birlikte iki temel problem karşımıza çıkıyor. İlki günlük dil kullanımının değişmesi. Örneğin; bir kişi sadece düzenli olduğu için “Kusura bakmayın OCD’liyim” diyerek tıbbi bir tanıyı sıradan bir kelime gibi kullanabiliyor. İkincisi ve en önemli problemse; bu tanılara ilişkin şikayetlerini dile getiren ve gerçekten yardıma ihtiyaç duyan insanların yaygın kullanım nedeniyle ciddiye alınmıyor olması.

preloader
Post image Dışlayıcı Mimari Tasarımlar: Farkındalık Yaratan Bir Çalışma
Dışlayıcı Mimari Tasarımlar: Farkındalık Yaratan Bir Çalışma

MİMARİ

Calendar 09 Ağu, 2024

Ortadan bölünmüş banklar, kalın çiviler işlenmiş kaldırımlar ve köprü altları… Evsizlik karşıtı ya da dışlayıcı mimari tasarımlar olarak bilinen çalışmalar mimari ve sosyolojik bakımdan yıllardır eleştiriliyor. İngiliz sanatçı Stuart Semple ve reklam ajansı TBWA\MCR’ın yeni ortak çalışması ise çoğunluğun fark etmediği dışlayıcı tasarımlara çarpıcı bir kampanyayla görünürlük...

Ortadan bölünmüş banklar, kalın çiviler işlenmiş kaldırımlar ve köprü altları… Evsizlik karşıtı ya da dışlayıcı mimari tasarımlar olarak bilinen çalışmalar mimari ve sosyolojik bakımdan yıllardır eleştiriliyor. İngiliz sanatçı Stuart Semple ve reklam ajansı TBWA\MCR’ın yeni ortak çalışması ise çoğunluğun fark etmediği dışlayıcı tasarımlara çarpıcı bir kampanyayla görünürlük kazandırıyor. 

Evsizlerin hayatını daha da zorlaştırırken pek çok kent sakininin farkında bile olmadığı bu dışlayıcı tasarımlara dair farkındalık yaratmayı hedefleyen kampanyada; uyku tulumları ya da kartonlarıyla uyumaya çalışan evsizlerin resmedildiği ilanlar zemine, evsizlerin engellendiği alanlardaki metal çıkıntılara geçiriliyor. TBWA\MCR Yönetici Kreatif Direktörü Gary Fawcett projeye dair motivasyonlarını şu şekilde açıklıyor: “Sokakta yaşamak zorunda kalanlar için hayat zaten yeterince zor. Bu tür tasarımların olduğunu, bazı durumlarda kendi belediyemiz tarafından yaptırıldığını keşfettiğimizde sarsıldık. Farkındalığı artıracak ve insanları zor koşullarda yaşamanın acı gerçekliği konusunda eğitecek bir şeyler yaratma zorunluluğu hissettik.”

Post image Aquatecture: 90'ları Anımsatan Dekorasyon Trendi
Aquatecture: 90'ları Anımsatan Dekorasyon Trendi

MİMARİ

Calendar 30 Haz, 2024

Maksimalizm kodlarının geri dönüşü yeni farkında vardığımız bir durum değil. Büyükanne evi estetiğini geri döndüren ‘grandmillenial’ yani bolca floral desen ve dekoratif eşyayı beyaz minimalist evlere yeğleyen dekorasyon trendi, lava lambalar, hobi odaları derken şimdi de sırada 90’ları anımsatan yeni bir dekorasyon terimi var: ‘Aquatecture’.

X kuşağı ve Y...

Maksimalizm kodlarının geri dönüşü yeni farkında vardığımız bir durum değil. Büyükanne evi estetiğini geri döndüren ‘grandmillenial’ yani bolca floral desen ve dekoratif eşyayı beyaz minimalist evlere yeğleyen dekorasyon trendi, lava lambalar, hobi odaları derken şimdi de sırada 90’ları anımsatan yeni bir dekorasyon terimi var: ‘Aquatecture’.

X kuşağı ve Y kuşağı arasında popüler olan su ve okyanus temalarını evin dekorasyonuna dahil etmeyi ifade eden trend, İskandinav, retro, vintage, klasik ya da modern olsun herhangi bir dekoratif stile birçok şekilde uyarlanabilir olmasıyla da öne çıkıyor. Aquatecture, suyun sakinleştirici ve gençleştirici niteliklerini yansıtan, sakin iç mekan su özelliklerinden akıcı mimari çizgilere kadar akışkan tasarım ilkelerini sudan ilham alan unsurlarla birleştiriyor. Trendin en belirgin göstergesiyse evlere geri dönen su altı teraryumları! Bunun dışında modern banyolara eklenen okyanus temalı tablolar ve tasarım ürünleri, köşeli mobilya tercihleri yerine suyuna akışını anımsatan yuvarlak hatlı eşyalar, okyanus renklerinde oda tasarımları, su elementi veren ışık tasarımları da ‘aquatecture’ın imzaları arasında yer alıyor.

preloader Lütfen bekleyin...
theMagger Banner
preloader
loading
icon icon icon icon icon
warning

Adblock'unuzu Kapatmaya Ne Dersiniz?

theMagger, sponsorluk ve reklamlarla gelişen bir platform.

AdBlock'unuzu kapatarak beraber büyüdüğümüz markaların yaratıcı reklamlarını görebilir; siz de bizlere dolaylı olarak katkıda bulunabilirsiniz.

Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement
Advertisement