theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
çok teşekkür ederim. O tarz yazılara devam etmek istiyorum.
Diziyi ocak başından beri izliyorum. Son sezona yeni başladım. Açıkcası hakettiği değeri gördüğünü düşünmediğim bu dizi hakkında yazmanız iyi olmuş. Müzikleri de Olafur Arnalds imzalı, dolayısıyla bir dizi müziğinin ötesinde başarılı kendi içinde dinlenebilen bir neo-klasik yapıt. Elinize sağlık...
Bir gecede tamamladım tüm sezonu. Net karar vermek için gelecek sezonu görmek istiyorum ama ben olsam tek sezonda bitirirdim.
Yeni başladım seyretmeye. Çok başarılı buldum. Açıkcası bir şehre benzer bir şekilde bakmayı uzun zamandır düşünüyordum; bununla ilgili ufaktan yazmaya da başlıyordum ama bende bu sarkazm ve espri yeteceği olmadığından benimkiler ciddi kalıyordu. Çok zihin açıcı, güldürürken derin olarak düşünmeye de sevkediyor.
Sinatra dinlemem; çok sevdiğim bir tür değil onunki. Öte yandan muhtelemen 20. Yüzyıl'ın en önemli birkaç yorumcusundan biridir. Ben Sinatra'yı bir oyuncu olarak çok beğenirim. Oskar aldığı From Here to Eternity'de sinema tarihine geçecek bir performansı vardır. Keza The High Society de efsanedir. Bir de belgeseli bende seyrettik. Açıkcası çalışkanlığı ve tutkusuna hayran kaldığımı söylemeliyim.
doğru 🙂 sevgiler
Bu online tiyatro bende film seyrediyormuş hissi uyandırıyor. Sanırım bu sayede tiyatro ile barışıyorum.
Hamburg çok önemli bir şehirdir. Açıkcası Berlin ve Münih'in biraz gölgesinde kalmış olmasına rağmen su ile ilişkisi, çağdaş mimarisi ve rafine yaşamı ile benim de Almanya'daki en favori şehirlerimden. The Magger içinde birinin dikkatini çekmiş olmasına çok sevindim.
Proust benim en sevdiğim ilk üç yazar arasında yer alır. Ara ara kitaplarını açar, herhangi bir sayfadan okumaya başlarım. Benim madlen kekim annemin cevizli elmalı keki olabilir. Mis gibi tarçın kokusu çocukluğuma, geçmiş günlerime götürür. Tabi anneannemin köftesi... Tanpınar'ın şiiri ile bitireyim: Ne içindeyim zamanın ne de büsbütün dışında/Yekpare geniş bir anın parçalanmaz akışında.
The Smiths hayranlarını görmekten çok memnunum. teşekkür ederim Esra Hanım.