theMagger.com'a kayıt olduğunuzda,
• theMagger’a keşiflerinizle katkıda bulunarak, yazar olup dilediğiniz konuda yazılarınızı yayınlayabilir ve kendi blog sayfanızı oluşturabilirsiniz,
• Yazılarını kaçırmak istemediğiniz yazarları, sevdiğiniz kategorileri ve ilginizi çeken etiketleri takip edebilirsiniz,
• Takip ettiğiniz yazar, kategori, etiket ve okuduğunuz yazılara göre size özel ana sayfa akışınızı oluşturabilirsiniz,
• İlginizi çeken yazıları sonra okumak için kaydedebilirsiniz,
• Yakınımdakiler bölümünden çevrenizdeki mekanlarla ilgili theMagger.com'da yazılmış yazıları görebilirsiniz,
• Yazılara yorum yaparak merak ettiklerinizi yazara sorabilir; fikirlerinizi yazar ve okurlarla paylaşabilirsiniz,
Bizimle birlikte pek keyifli bir keşif yolculuğuna çıkacağınızdan emin olabilirsiniz. Şimdiden hoş geldiniz!
Ben 80leri yazıda da bahsettiğim gibi sonları dinlemeye başladım. Gençlik güzel şeymiş, o dönem bir an önce büyümek istiyor ama büyüyünce de yaşamın ağırlığı omuzlara çökünce eziliyor insan. Bu şarkılar bir nebze de olsa uzaklaşmama neden oluyor. Sevgiler...
Çok teşekkür ederim. Açıkcası beni de The Smiths seven bir magger görmek çok memnun etti. Yazının amaçlarından biri de eski şarkıları yeniden gündeme getirmekti; onun için de ayrıca mutlu oldum.
80iler çocukları gelsin 🙂
Evde çalışmanın çocuklu bir aile ise en temel sıkıntısı çocuklar, küçük çocuklar. Bir de evli ve çocuklu kadınlar açısından da zorlukları olduğunu çok duyuyorum.
Buradaki 5 şehri gezdim. Spa kültürünün sanatla ilişkisi çok ilgimi çekmiştir hep. Sanatçıların bir süreliğine inzivaya çekilmesi ve spa şehirlerinde yenilenmesi önemli bir ritüel. Bununla ilgili de aklıma Paolo Sorrentino'nun Youth filmi aklıma geliyor. Teşekkürler yazı için.
Belgesi seyrettim. Çok uzun bir belgeseldi, sıkılmıştım. Bu askıda geleceğini bizde de başlatmaya çalıştılar ama bence tutmadı. Askıda ekmek, askıda dürüm bile oldu. Bence iki şey askı için uygun bizde: çay ve simit. Bazı simitçilerde askıda simit uygulaması gördüm ama yaygılaşamadı. Çay için de en uygun yerler kahvehaneler ve çay ocakları olabilir.
Açıkcası ben de Orta Avrupa iklim ve kültüründe yetişseydim California'da yapamazdım. Nitekim Schoenberg dışındakilerin neredeyse tamamının savaş sonrası geri dönmesi de bunu gösteriyor. Evet, döndüklerinde o kültür yokolmuştu (Stefen Zweig da bunu tahmin ettiğinden dolayı intihar etti) ama her türlü o kültür California hedonizminden ve plastik tüketim kültüründen iyidir. The Magger'da bu tip yazılara ihtiyaç var, teşekkürler.
Süreyya Operası güzel ve şık bir bina ve salon. Ancak sorun İstanbul büyüklüğünde bir şehirin opera seyredilebilecek tek binasının Süreyya Operası olması.
Güney Troller İtalya'da ziyaret edemediğim ender bölgelerden. Pandemi olmasaydı niyetimiz orayı ziyaret etmekti. İnşallah gidebilirsek olası bir gelecekte Trento'ya da uğramak iyi olacak. Elinize sağlık...
Ben Samsun doğumluyum, tüm ailem inşaatçı 🙂 Orta Karadeniz tabi bu Karadeniz klişesinin çok uzağında. İsviçre veya İtalyan Alpleriyle kıyaslanacak bir güzellik vardır buralarda.